16 Mart 2012 Cuma

             Sevdiğiniz birini yitirince bir yanınız onunla beraber kaybolur. Terk edilmiş hayaletli bir ev gibi buruk bir yalnızlığa esir olur,eksik kalırsın.İçinde bir sır gibi, giden sevgilinin yokluğu taşırsın. Öyle bir yara ki, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin canını yakar. Öyle bir yara ki, iyileştiğin de bile kanar...
             Bir daha gülemeyeceğini ,hafiflemeyeceğini sanırısın. Karanlıkta el yordamı ile ilerler gibi akar hayat.Önünü görmeden, yönünü gilmeden, sadece anı yaşayarak. Gönlünün kandili sönmüş , zifiri gecede kalmışınıdır. Ama işte ancak böyle durumlarda,üçüncü bir göz açılır insanda... Ve ancak o zaman anlarsın ki, bu elem sonsuza dek sürmeyecek,hazanda sonra başka mevsimler gelecek, bu çölden geçince nice vadiler ve bu ayrılığın ardından bir ebedi vuslat...
Bu yeni ve manevi gözle bakınca kaybettiğin kişiyi her yerde görmeye başlarsın. Denize düşen katrede,dolunayda,hareketlenen med-cezirde,esen her esintide ona rastlarsın.Kuma çizili remilde,güneşte parlayan kristal tanesinde,yeni doğmuş bebeğin tebessümünde ,bileğinde atan nabızda onu seyredersin...
              Her yerde, her şeyde onu görürüken nasıl derim " sevgilim gitti?"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder