İki şehri var gecenin,
Biri gözümde tütüyor,
Birinin dumanı üstünde;
Yağmur gibi çöken siste...
Bana bu uykusuz şehri niye bıraktın?
Göze alamadığım bir şehrin yerine,
Şimdi bütün şehirlerdesin...
Gece değil istediğim;
Hayli karanlık bir gecenin gözleriyle çarpışmak hevesindeyim...
Gözlerini anlıyorum.
Henüz bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
Gözlerimizi uzaklıklar değil ki;
Göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
Ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir...
Öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak?
Sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi,
Ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim,
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
Biri sis içinde kirpiklerine kadar açık...
Bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum;
Konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
Gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder